İstanbul’un güzide yerlerinden biri olan Sultanahmet Meş’ale Çay Bahçesi Amasya adına geçmiş ile geleceğe köprü oldu.

Amasyalı gönül adamı Mehmet Sarı  yine gönüllerin birleşmesine vesile oldu.  Kısmet mi denir, tevafuk mu ,yoksa  rastlantı mı bilinmez ama, bilinen tek şey ; Mehmet Sarı’nın gönül adamlığına gönüllerin de şahit olmasıydı. İşte böylesi bir düşünceye insanı sevk eden bir  olay yaşandı  18 mart 2013 Pazartesi akşamı  Sultanahmet Meş’ale’de… Bilindiği üzere bu güzide yer Amasyalı Gönül adamı Mehmet Sarı’ya ait.  Herhangi bir gün yolunuz düşerse Sultanahmet’de bir uğrayın,  mutlaka bir Amasyalıya rastlayacaksınız. Bazen istisnalar olabilir, bu ise asla kaideyi bozmaz, bu istisnalardan biri de Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizin anıldığı 18 Mart 2013 Pazartesi akşamıydı. İstisna derken yanlış anlaşılmasın ! o istisnadan kastımız çok aşırı bir Amasyalı kalabalığın olmasıydı .  Gelelim o gün neler oldu Meş’ale Çay Bahçesi’nde;
Hani bazen derler ya ‘’ o dediğin kaf dağının arkası kadar uzak’’ … İşte bu anlamda bir birliktelik oluştu Gönül adamının dergahında…1980 ile 2012 arası sanki bir çetele çıkartıldı.
Önce 1979 yıllarında Taşova Kaymakamlığına atanan ve 1980’den sonra  kaymakamlık ile birlikte Belediye Başkanlığı görevini de ifa eden Necati Şentürk,  Taşova’nın  bir önceki dönem kaymakamı Halil İbrahim Şıvgan  Meşale Çay Bahçesi'nde karşılaştılar. Bu ilginç karşılaşmanın eski ile yeniyi her zaman yoğuran Mehmet Sarı’nın mekanında gerçekleşmesi ise bizim için habercilik açısından apayrı bir önem kazandı. Sohbetin adı ve tadı başlığa bile ipotek koydu. Nasıl olmasın ki , Necati Şentürk’ün Taşova’da görev yaptığı yıllarda daha doğmayan ŞIVGAN, şimdi aynı yerde görev yaptığı büyüğü ile aynı masada oturuyor. Damadı  Aksaray savcısı Nuri bey, kızı Aksaray hakimi Selma hanım, oğlu Yavuz Selim'de oradaydılar. Bundan güzel  ve anlamlı daha ne olabilir. Hele bu anlam dolu karşılaşma bir gönül adamı ve Taşova aşığı Mehmet Sarı’nın mekanında olması  haberin tadı tuzu oldu. Ayrıca Tokat Emniyet Müdürlüğü yapmış şimdi İstanbul’da Polis Baş Müfettişi olarak görev yapan Mehmet ARTUNAY, Eski İstihbarat Müdürü şimdi Polis Baş Müfettişi Ahmet İLHAN, Taşova Uluköy eski belediye başkanı Faruk Canlı mekanın diğer misafirleriydi. Hani konu memleketten açılırken memleketin içinden çıkan bir şiirde konuya tuz biber olmalı değilmi , işte bu güzelliği şairin dizlerindeki çay şiiri ne güzel ifade ediyor;

Bir çay demle bu akşam
İki,üç kaşık çay at demliğe
Demli olsun,kapkara olsun
Bir şeker yeter adama
Anamın dualarını,
Babamın öğütlerine de
At çayımın içine....
Taşova'daki ve Dünyadaki
Bütün Çocukların gülen gözlerini de at
Onlarla demini alsın sevdam,
Yaşlıların huzur dolu yüzlerini
Şairlerin güzel sözlerine de at
Çayımın içine
Öyle içeyim
Gitsin doya doya yüreğime.....
İşte o gece bu şiir misali aktı Amasyanın, Taşovanın tüm güzellikleri sohbetin tadıyla meşale de demlenen o güzel çayın içine….
Ve ardından günün önemine dem vuracak, çayı daha da demlendirecek  bir güzellik daha yaşanıyor…18 Mart Şehitlerini anmak için Çanakkale ziyareti sonrası İstanbul’a  Mehmet ağabeylerinin ziyaretine  60 kişilik bir kafile geliyor…. MHP Merzifon ilçe Başkanı Fatih AYDIN,  Necdet Dilek , yönetim kurulu üyeleri ve kadın kolları hep birlikte yemeklerini yedikten sonra  hem sohbet edip hem de çay ve kahvelerini yudumladılar.  Dünden  bugüne Amasya’nın siyaseti, turizmi, yönetimleri  ve yapılabilecekleri konuşuldu. Huşu içinde dinlenen o musiki ve semazen gösterisi  hem sohbete hem çaya ayrı bir keyif kattı.
Sohbetin ardından  gönül adamı olarak bilinen Mehmet Sarı’ya bir soru sorduk;  Meş’ale, Sultanahmet ,  Amasya  ve ziyaret dersek bize ne söyleyebilirsiniz…
Tek bir cevap aldık Mehmet Sarı’dan…..
Bir otobüs ve 750 kilometrelik bir yol o yol kat edilirken içerde Amasya-İstanbul arası  muhabbet  coşkusu…
İşte Mehmet Sarı …
Mekik mekik dokunan bir kilimin içinde beliren Amasya motifi, daha ne olsun….